Prostat kanseri, erkek üreme sisteminin bir parçası olan prostat bezi hücrelerinin anormal ve kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü huylu bir tümör oluşumudur.
Prostat bezi, alt karın bölgesinde mesanenin hemen altında ve üretrayı çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir organdır. Erkek vücudunda üreme sisteminin işlevlerinin düzenlenmesinde rol oynayan prostat bezinin temel işlevi testosteron hormonunun salgılanması ve sperm hücrelerinin canlılığını ve hareketliliğini koruyan meni üretimidir. Halk arasında yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan iyi huylu prostat büyümesi prostat olarak bilinen organın adıyla anılmaktadır.
Dünya çapında binlerce orta yaşlı ve yaşlı erkeği etkileyen bir durum olan prostat kanseri vakalarının %60’ı 65 yaş üstü kişilerde görülmektedir.
Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseri belirtileri genellikle hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıkar. Hastalık sinsice ilerlediği için asemptomatik kişilerde erken dönemde tanı ancak düzenli taramalar ile mümkündür. Hastalık belirtileri karakteristik değildir ve diğer prostat hastalıklarında da mevcuttur. Prostat kanserinin birçok yaygın semptomu vardır:
- İdrar yapmada zorluk
- Sık idrara çıkma
- İdrarda veya semende kan bulunması
- Sertleşme sorunları
- Boşalma sırasında ağrı
- İstemsiz kilo kaybı
- Prostat kanseri sıklıkla kemiğe metastaz yaptığı için sırtın alt kısmında, kalçalarda veya bacaklarda şiddetli ağrıya neden olabilir.
Prostat bezi mesanenin hemen altında yer aldığından en sık görülen belirtiler üriner sistem sorunlarıdır. Prostatın tümöre bağlı olarak büyümesi sonrasında prostat bezine, mesaneye ve idrar yollarına bası sık idrara çıkma, aralıklı ve yavaş idrara çıkma, idrar yaparken kanama gibi hematüri olarak ifade edilen semptomlara neden olabilir.
Erektil disfonksiyon olarak tanımlanan sertleşme sorunu, insanlarda prostat kanserine bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler arasında yer alabilmesi nedeniyle de dikkat çekmektedir.
Bu semptomlar, iyi huylu prostat büyümesi ve prostat iltihabı (prostatit) gibi diğer durumlarda da ortaya çıkabilir ve prostat kanserinin bariz belirtileri değildir. Bu belirti ve semptomlara sahip on kişiden sadece biri prostat kanserine sahiptir.
Prostat Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Prostat kanserinin kesin nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, çeşitli araştırmalar bu kanser türü için bazı risk faktörleri bulmuştur. Prostat kanseri, en genel haliyle, normal bir prostat hücresinin DNA’sındaki anormal değişikliklerin bir sonucu olarak gelişir. DNA, hücrelerimizdeki genleri oluşturan kimyasal yapıdır. Genlerimiz hücrelerimizin nasıl çalıştığını kontrol eder, bu nedenle DNA’daki değişiklikler hücrelerin nasıl çalıştığını ve bölündüğünü etkileyebilir.
Hücrelerin büyümesine, bölünmesine ve hayatta kalmasına yardımcı olan spesifik genlere onkogenler denir. Genellikle hücre büyümesini kontrol altında tutan, DNA’daki hataları tamir eden veya hücrelerin doğru zamanda ölmesini sağlayan genlere tümör baskılayıcı genler denir. Bazı onkogenlerde ve tümör baskılayıcı genlerdeki mutasyonlar prostat kanseri için risk faktörleridir.
Prostat kanseri için diğer risk faktörleri ise ileri yaş, siyah ırk, ailede prostat veya meme kanseri öyküsü, yüksek erkeklik hormonu seviyeleri, hayvansal protein ve yağ içeriği zengin gıdaların aşırı tüketimi, obezite ve hareketsiz yaşam olarak sıralanabilir.
Prostat kanseri, genetik yatkınlığı gösterebilecek belirli durumlarda daha erken bir tarama çalışması gerektirebilir. Birinci derece akrabasında prostat kanseri olan kişilerde bu hastalığa yakalanma riski 2 kat fazladır. Özellikle kardeşlerde prostat kanseri öyküsünde risk artışı daha belirgindir.
Diyet ile prostat kanseri arasında özellikle batı tarzı yemek yiyen kişilerde risk artışı vardır. Aşırı süt ve süt ürünleri tüketimi, doymuş yağlardan zengin beslenme, yüksek kalsiyum alımı, düşük D vitamini düzeyi, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin aşırı tüketimi prostat kanseri gelişiminde etkili olduğu düşünülen beslenme özellikleri arasındadır.
İleri yaş, prostat kanseri için başka bir risk faktörüdür. Bu hastalık özellikle 50 yaşından sonra daha sık ortaya çıktığı için dikkat edilmelidir.
Obez kişilerde prostat kanserine yatkınlık olabilir. Hastalık daha agresif bir seyir izleyebileceğinden ve tedavi sonrası nüksler görülebileceğinden, sağlıklı bir vücut ağırlığı prostat kanseri için gerekli koşullar arasında kabul edilir.
Prostat Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Prostat kanseri tedavi seçenekleri, kanserin büyüme hızı ve yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca, tedavinin potansiyel faydaları ve yan etkileri gibi diğer faktörlere de bağlıdır.
Tedavi seçenekleri cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonal tedavi veya bunların farklı kombinasyonlarını içerir. Hastalık erken dönemde teşhis edilirse herhangi bir tedavi uygulanmadan bir süre takip önerilebilir. En yaygın ve etkili tedavi seçeneği, genellikle prostatın tamamen çıkarılmasını (prostatektomi) içeren cerrahidir.
Prostatektomi, kanserden etkilenen prostat dokusunun çıkarılması sürecini ifade eder. Radikal prostatektomi, tüm bezin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu cerrahi işlem açık veya kapalı ameliyat olarak yapılabilir.
Açık cerrahi girişimlerde, operatörü uygulayan hekimin alt karın bölgesinden geniş bir kesi yaparak prostat bezine ulaşmayı amaçlar. Rektum ile skrotum (testis) arasındaki perine bölgesi prostat kanseri tedavisi için açık cerrahi işlemlerde tercih edilebilecek bir diğer bölgedir.
Kapalı prostat ameliyatı laparoskopik olarak yapılır. Bu işlemde prostat bezi kameralar yardımıyla küçük kesilerden vücuda sokulan cerrahi aletler yardımıyla parça parça çıkarılır.
Türkiye prostat kanseri tedavisinde öncü ülkelerden biridir. Tam teşekküllü hastaneleri ve deneyimli hekimleri ile prostat kanseri hastalarına umut olmaya devam ediyor.